Türkiye’yi kuşatmayı amaçlayan, Gezi Olayları ile başlayıp, 17 – 25 Aralık ile devam eden ve 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü ile bir üst aşamaya taşınan saldırılardan sonra, bu defa; küresel finans sistemi tarafından ekonomimiz hedef alınmış ve piyasa dinamikleri ile açıklanamayacak şekilde döviz kurlarının yükselmesine neden olan finansal bir saldırı başlatılmıştır.

ABD müttefik bir devlet olmakla bağdaşmayacak şekilde, Türkiye’nin tüm haklı uyarılarına rağmen, PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD’ye binlerce tır dolusu silah vermiş, Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmaya çalışılan terör koridoru, kahraman ordumuzun Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları ile engellenmiştir.

Hain FETÖ elebaşını iade etmekte ayak direyen ve terör örgütü üyelerine her türlü serbestiyi sağlayan ABD, rahip BRUNSON davasının yargının tasarrufunda olduğunu göz ardı ederek, iki bakanımız hakkında egemenliğimize açık bir saldırı niteliğinde yaptırım kararı almıştır. Türkiye’nin S 400 füze savunma sistemini satın aldığı bahanesiyle, antlaşmalara aykırı olarak F 35 savaş uçaklarının teslimini durdurarak, Türkiye’den alüminyum ve çelik ithalatı gümrük vergilerini de iki kat arttıran ABD’ye, devletimiz tarafından mütekabiliyet esasları çerçevesinde gereken cevaplar verilmiştir.

Yakın zaman önce Yunanistan’da yaşanan ekonomik krizden farklı olarak, basiret ve feraset sahibi vatandaşlarımız, bankalardan mevduat çekmeyerek, döviz - alım satımında olağan dışı bir tavır sergilemeyerek saldırganların heveslerini kursaklarında bırakmıştır.

Türkiye’nin milli menfaatler konusunda taviz vermeyen, bağımsız ve şahsiyetli duruşuna yönelik emperyalist saldırıların, farklı görünümlerle devam etmesine hazırlıklı olmamız gerekmektedir.

Her türlü emperyalist saldırılara karşı;

Gün; birlik olma günüdür.

Gün; şahsi çıkarlarını memleket yararının üzerinde tutanlara, finans tetikçilerine ders verme günüdür.

Gün; ulusal egemenliğimize, bağımsızlığımıza, hangi surette olursa olsun müdahale etmeye kalkanlara, bu topraklarda hakimiyetin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğunu gösterme günüdür.

Asla karamsarlığa kapılmayacağız. Türkiye’nin emperyalist tehditlere boyun eğmeyeceğini göstereceğiz. Yerli üretime dayanan, güçlü ekonomisi olan demokratik bir hukuk devleti için çalışacağız ve üreteceğiz.

Sivil toplum kuruluşları olarak, her koşulda devletimizin yanında olduk ve olmaya da devam edeceğiz.

Dost düşman şunu bilsin ki:

“Türkiye asla diz çökmeyecek. Türkiye’ye diz çöktüremeyeceksiniz.”

KOCAELİ KENT KONSEYİ